13. ALLAH CELLE CELALÜHÜ NE DEMEKTİR?
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in “İman sahipleri er ya da geç mutlaka cennete girecektir.” müjdesini hatırlatarak başlamak istiyorum yazıma…
Burada anlaşılması en gerekli olan, “iman” kelimesidir. “İman” dar anlamda, “inanmak” manasına gelse de, dini açıdan “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna ve ahiret gününe inanmayı” kapsar.
Yani, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak da imandandır. Tabi hayır ve şerden kastedilen, iyi-kötü, melek-şeytan gibi zıtlıklardır. Zıtlıklar, insanın kendini bilebilmesi ve kemalleşebilmesi için elzemdir.
Allah Kur’an-ı Kerim’de; “Ben Adem’i çamurdan yaptım ve içine ruhumdan üfledim” demektedir.
“Hani Rabbin meleklere demişti ki; “Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım. Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın.”1
Ruh(umuz) Allah’tan ise “hayrı ve şerri” yapan da O’dur. Tasavvufta bu bakış yerinin adı, “Safiye Mertebesi”dir. Bu noktaya gelen kişi, “Allah’tan başka bir şey olmadığını” görür. Yani “ikan” sahibidir. Henüz bu makama erişememiş olanlar, “Bir Allah var, bir de ben” zannındadırlar. Bu nedenle yaşadıkları olaylarda, ya kendilerini suçlar ya da (haşa) Allah’ın yanlış yaptığını düşünürler.
Kainatta Tek Akıl’ın hükmü sürer. Her şey, her hareket eden, gücünü bir tek Güç’ten alır ve her canlı Allah’ın “Cemal” (Celle) ve “Celal” (Celalühü) sıfatlarıyla yaratılır. Bu her iki sıfatı birden taşımayan canlı mevcut değildir. Örneğin, vahşi hayvanlar diğer canlılara zarar verebilirken, kendi yavrularına karşı sonsuz bir sevgi, şefkat ve merhamet duyarlar. Aslında kainatta gördüğümüz ve ayrı ayrı canlılar sandığımız her şey, Allah’ın Cemal ve Celal sıfatlarının maddeye bürünmüş halinden başka bir şey değildir. Cemal sıfatında akıl ve hayır, Celal sıfatında ise şer ve zulüm vardır.
Ahirette gidilecek iki yer bulunmaktadır: Cennet ve cehennem. “Celle” (Cemal) cennetleri, “Celalühü” (Celal) ise cehennemleri ifade eder. Allah’ın Cemal sıfatı cennetlerde devamlı görünürken, buna karşın Celal sıfatı ise cennetlerde hükmünü yitirir.
Her canlı Allah’ın Cemal ve Celal sıfatıyla birlikte yaratılır demiştik. İşte insanın sorumluluğu, Allah’ın bu iki sıfatından hangisini kendinde egemen kıldığıyla ilgilidir. “O, hanginizin daha güzel iş yaptığını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstündür, bağışlayıcıdır.”2 Nebiler ve ilahi kitaplar, insanda Cemal sıfatının hakim kılınması amacına hizmet eder.
“O, sizi karanlıktan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık ayetler indirendir. Allah size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.”3
“…Biz bir peygamber göndermedikçe, hiç kimseye azap edecek değiliz.” 4
Kur’an-ı Kerim’in pek çok yerinde “iman eden Salih kulların” cennetlerde nasıl mükafatlandırılacağı ve üzülmeyecekleri zikrolunmaktadır. Elbette “salih kul”dan anlaşılması gereken insan, Cemal sıfatını haiz olan insan, yani “Adem”dir.
Bu bakımdan kişi akıl erdiremediği yerde iman ederse kendini kurtarır. Zira, iman görünmeyene edilir. İkan sahibinde ise iman kalkmıştır. Çünkü, ikan görmek demektir. İman, Cemal sıfatından, imansızlık ise Celal sıfatından gelir.
Din, insanların içinde yaşadıkları ilahi sistemi bilip anlamaları ve kemalleşmeleri için bütün nebilerin açıkladıkları ortak ilimlerin adıdır.
Her şeyin en iyisini bilen Allah Celle Celalühü’dür.
1 Kur’an-ı Kerim, 38/Sâd Sûresi, 71 ve 72. Ayet.
2 Kur’an-ı Kerim, 67/Mülk Sûresi, 2. Ayet.
3 Kur’an-ı Kerim, 57/Hadîd Sûresi, 9. Ayet.
4 Kur’an-ı Kerim, 17/İsrâ Sûresi, 15. Ayet.
Cafer Gezgez Abdullah, 04.12.2013
www.sonadem.com