4. GUSÜL ABDESTİ
Boşalma anında; vücudumuzu meydana getiren su ve toprak atomlarının üst katmanlarında dönen parcacıkların dönüş hızları normalin üstüne çıkar. Bu da vücut atomlarının tümünü bir arada tutan elektiriğin oluşumunu yavaşlatır ve böylece insana bir yorgunluk çöker. Vücut atomlarını bir arada tutan elektriğin yavaşlaması, aynı zamanda yüksek dönüş hızının gerekli olduğu madde üstü algılama devrelerinin kapanmasına neden olur. Beyinde düşünülen, istenilen bir işin gerçekleşmesi, vücut enerjisinin azalmasından dolayı mümkün olmaz ya da zorlaşır ve insanda huzursuzluk başlar.
Bir başka ifade ile; boşalma anında insanın kendisini kaybetmesi, o an hiçbir şey düşünememesi, vücut atomlarının bir an kontrol dışı kalmasına neden olur. Bu yüzden vücudun dörtte üçünü meydana getiren su ve dörtte birini meydana getiren toprak atomlarının üst parçacıklarının dönüş hızları birbirlerinden farklı olarak yükselir. Bu da atomlar arasında uyumsuzluğa neden olur. Beyin, bu uyumsuzluğu giderip atomların tekrar düzenli çalışmasını sağlamak için büyük güç harcadığı için, “madde üstü algılama” devrelerini uzun süre açamaz.
Müslümanlar boşalmadan sonra gusül abdesti alırlar. Herkesin malumu gusül abdesti, vücudu, iğne ucu kadar bile kuru yer kalmayacak şekilde ıslatarak yapılır. Vücut komple suyla temas ettirilerek, vücuttaki atomların üst parçacıkları şarj olur ve meydana getirdikleri elektrik düzenlenir. Şayet iğne ucu kadar yer kuru kalırsa, elektrik şarj etmez. İşte gusül abdestinin püf noktası burasıdır.
Ayrıca namazlardan önce; beynin, vücudun en fazla düzensizliğe maruz kalan yerlerini düzene koymak için sarfettiği gücü azaltmak için namaz abdesti alınır. Böylece namaz sırasında madde üstü algılama devrelerine azami güç sağlanmış olur. Atomların üst parçacıklarının en çabuk etkilendiği yerler, ellerimiz, kollarımız, yüzümüz ve ayaklarımızdır. İşte bu yerler suyla temas ettirilerek, buralardaki atomların üst parçacıklarının yükselmiş hızları, normal seviyeye düşürülür.
Örneğin; sıcak havalarda, güneşten gelen ısı parçacıkları, vücudumuzdaki atomların üst parçacıklarının dönüş hızlarını yükseltir; bizde sıcaktan bunalma hali meydana gelir. Biz de soğuk suyla elimizi, yüzümüzü yıkar ya da duş yaparız. Böylece hızları yükselmiş olan vücudumuza ait atomların üst parçacıklarının dönüş hızları, temas ettikleri su atomlarının üst parçacıklarının dönüş hızına düşer ve rahatlarız.
Suyun bulunmadığı durumlarda, söz konusu yerler toprakla temas ettirilir (teyemmüm). Böylece en yoğun düzensizliğe maruz olan yerlerin dörtte birinin düzene girmesi sağlanmış olur. Böylece toprak temasıyla düzene giren toprak atomlarının beyin tarafından düzenlenmesine gerek kalmaz ve böylece beyin buradan tasarruf ettiği gücü “madde ötesi algılama devrelerine” sevkeder.
Elbetteki her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
Cafer Gezgez Abdullah, 09.02.2011