2. NAMAZ
Değerli Müslümanlar;
İmanın alâmeti; islamın beş şartını yerine getirmek başta olmak üzere, ibadet yapmaktır.
Dünyaya gelmemizin gayesi, ibadet yapıp ruhumuzu kemalleştirmektir. Sadece bilgi, ilim, insanı kurtarmaz. Örneğin; kalp ameliyatının nasıl yapılacağını okur, öğrenirsin. Fakat uygulamaya gelince, doktor olmadığın için, yapamazsın. Allah’a vasıl olmayı (ermeyi) velilerin kitaplarından okur, öğrenirsin; fakat vasıl olamazsın. Allah’a vasıl olmanın tek yolu, ibadet etmektir. İbadet ise, ancak madde bedenle yapılır, bedene yaptırılır. Namaz, bedene yaptırılan en önemli ibadettir. Bundan dolayı Resulullah; “Namazı terk eden dinini yıkmıştır” demiş ve beş vakit farz namazı kıldığı gibi, nafile namazları da kılmıştır.
En çok ibadet edenler, Allah’a vasıl olanlardır. Peygamber efendimiz, namazı, miraçla, yâni Allah’a vasıl olduktan sonra getirmiştir. Dünyadan ayrılana kadar da en çok namaz kılan kendileri idi. Geceleri kalkıp ayakları şişene kadar namaz kılardı. Şayet Allah’ı bildikten sonra namazın hükmü kalksaydı, Peygamber Efendimiz örnek olmak için sadece beş vakit farzları kılardı.
“Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.”1
Namaz, insanın ilmini arttırdığı gibi, Allah’a yakınlık vesilesidir. Allah’ın zatı sonsuz-sınırsızdır. Bu sonsuzlukta yol alabilmen için, dünyadan ayrılana kadar ibadet etmek zorundasın. Ne kadar çok namaz kılarsan, Allah ilminde o kadar ilerlersin. Akıllı bir insan, namazını terk etmez. Namazını terk etmiş, sözde “alim, üstad, çağdaş düşünür” görürseniz, ondan ceylanın aslandan kaçtığı gibi kaçınız. Zira namaz cephede dahi terkedilmez;
“(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü’minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.”2
Namaz kılmamakta ısrar edenlere, namazı terkedenlere ise ne deneceği aşağıdaki ayette yazılıdır:
“O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı. Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti. Sonra da kasıla kasıla ailesine gitmişti. “Bu azap sana layıktır, layık! Evet, layıktır sana, layık!” denecektir.”3
Aşağıdaki ayetlerde ise açıkça inananların namaz kılmaları gerektiği belirtiliyor:
“İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.”4
“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır.”5
“Namazı kılın, zekatı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.”6
Son olarak; geçmiş evliyaya ait kitapları, kimin ne maksatla çevirdiğini ya da sadeleştirdiğini bilmeden, o kitalardan yapılan alıntılara itibar etmemenizi tavsiye ediyorum. Zira; bir çok insan, “Bak, filan veli şunu yapmış” gibi ifadelerle aldatılmaktadır. Unutmayınız ki en doğru ölçü Peygamberimizin yaşantısıdır ve ancak ayet ve sahih hadisler güvenilir delil olarak kabul edilebilir. Hiçbir ayet ve hadis, namazın belli bir aşamadan sonra terkedilebileceğini söylemez.
“Hakkı bâtılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.”7
Cafer Gezgez Abdullah
1Kur’an-ı Kerim, 17-İsra Suresi, 79. Ayet
2 Kur’an-ı Kerim, 4-Nisa Suresi, 102. Ayet
3 Kur’an-ı Kerim, 75-Kıyame Suresi, 31-35. Ayet
4 Kur’an-ı Kerim, 14-İbrahim Suresi, 31. Ayet
5 Kur’an-ı Kerim, 20-Ta Ha Suresi, 132. Ayet
6 Kur’an-ı Kerim, 2-Bakara Suresi, 43. Ayet
7 Kur’an-ı Kerim, 2-Bakara Suresi, 42. Ayet